Nadir Keşke (İstanbul - 49)
Sayın Yakan,
Işığınızla bizi
aydınlattığınız için teşekkür ederiz. Geçen gün işe giderken, pıt, paltoma -beş
yaşında ama hâlâ pırıl pırıl, yepyeni- bir kuş kakasını yaptı. Bir sevindim ki,
malum yılbaşı yaklaşıyor ve büyük ikramiyeyi biliyorsunuz. Bir mendil çıkarıp
pisliği temizlemeye çalışırken, üç adım ilerde, kuytuda ak bıyıklı, hafif
tıraşlı akça pakça bir beyefendi gördüm, tezgahını kurmuş, piyango satıyordu.
Hemen gittim, bir çeyrek bilet aldım, son paralarımla. Adam şans dileyip
biletimi seçtirdi.
Daha bileti boş
cüzdanıma yerleştirirken kolkola iki hanım geldi, onlara da güvercinler bilet
almalarını hatırlatmış besbelli, şık mantolarında bariz izler vardı ve çokça
bilet aldılar. Hanımlar uzaklaşınca dikkatle biletimin numarasına baktım ve
içinde uğurlu sayımın olmadığını farkedince değiştirmek için bayinin yanına
tekrar yaklaştım.
Adam kucağındaki
çantadan benim istediğim numarayı bulmak için bir tomar bilet çıkarırken,
çantanın içinde minik parçalara bölünmüş ekmek kırıntıları ve parçalanmaya
hazır ekmekler gördüm. Tam o sırada farkettim ki bayinin çevresinde düzinelerce
güvercin gurklayarak dolaşıyordu. Adamın çantayı açmasıyla heyecanla adama
doğru koşturmaları görmeye değer bir manzaraydı doğrusu. İçim bir hoş oldu,
itiraf etmeliyim ki... Ne iyi bir adamdı bu piyangocu, elleriyle güvercinleri
besliyor, arada da ekmek parası için piyango satıyordu! Böyle nur yüzlü bir
adamdan da ne beklenirdi ki zaten?
Elimdeki bilet içimi
ısıtırken dönüp piyangocuya bir kere daha baktım. Elindeki ekmek kırıntılarını
güvercinlerin ulaşabileceği yerlere doğru atıyor ve tatlı tatlı gülümsüyordu.
Bu kadar uzaklaşıp
tekrar olay yerine bakınca, birden meseleyi çaktım: Nur yüzlü piyangocu
güvercinleri besliyor, yedirdikçe yediriyor, karnı iyice doyan kuşlar da bizim
gibi enayilerin tepesine s.cıp piyangocuya koşturmamıza neden oluyorlardı. Ve
ben enayiler kralı, cebimdeki son 12.5 TL yi gidip bir kuş kakasının verdiği
hayale yatırmıştım...
Hemen geri döndüm ve
piyangocuya dümenini çaktığımı ve bileti iade etmek istediğimi söyledim. Adam
gülümsedi ve son derece bilgece sordu:
- Benim kuşların senin
tepene s.ctığını nerden biliyorsun? Ya gerçekten talih kuşu uyardıysa seni? Ya
gerçekten sana çıkacaksa büyük ikramiye?..
Yav hakkaten kafam
karıştı o an. Kem küm ettim, hık-mık ederken adam dedi ki:
- Sen iyice düşün bunu. Bak ben her gün buradayım, kafan iyice netleşirse, ne zaman istersen gel, biletini geri alırım. Ama şansını tepme!
Zaten işe geç kalıyordum,
kafam da karışmıştı iyice. İnternette sizin bilgece öğütleriyle insanları aydınlatan
bir şahıs olduğunuzu görünce, dedim ki kendime,
tamam oğlum, senin soruna cevabı verse verse Bilge Baba verir. Oturdum yazdım
işte sana. Ne dersin Bilge Baba, bileti iade mi edeyim, yoksa saklayayım da 15
gün boyunca zenginlik rüyası mı göreyim?
CEVAP:
Sevgili evladım Nadir,
Ülkemin insanlarının,
güvercin mıçmasının şans getirdiği yönündeki 'derin' inancı, beni kederlere
gark ediyor, desem bilmem inanır mısın?.. Neden dersen; bir kere güvercinlere
ilişkin nah şuncacık bilgimiz yok, ama maşallah koştura koştura gidip bilet
almasını çok iyi biliyoruz.
Peki ben sana sorayım
şimdi: Milli Piyango'yu temsil ettiğine inanılan şu meşhur güvercinin türüyle,
senin başına mıçan güvercinin türü arasında zerre kadar benzerlik var mı?...
Oooldu, e-postam doldu...
Bu sorunun gelişinden de anlayacağın üzere, yok tabii...
Bir kere senin başına
mıçan kuş, çoğunlukla Eminönü'de rastladığımız şu sıradan güvercinler değil mi?
Sektörde (Tabii 'sektör', ne sandın) bunlara 'dalıcı' denmektedir. Yani
dalmaktan başka bir özelliği yoktur, bir de senin gibiler sayesinde 'mıçıcı'
diyebiliriz. Gelelim başımıza mıçınca şans getireceğine inandığımız
güvercinlereeeee... Şekline dikkat ettiysen beyaz renkte, tombiş bir
güvercindir. DSP'nin barış güvercini kuşu ise, malumun üzere beyaz ve sıskadır
ve değil şans getirmek, hayatını karartır. Konumuzla ilgisi yoktu, ama yeri
gelmişken dokundurayım dedim.
Sırf senin güzel hatırın
için bu kuş neyin nesidir deyip, peşine düştüm evladım. Piyangonun kuşuna
benzeyen kuşları şöyle sıralayabiliriz: Taklacı güvercin kuşu, Form güvercin
kuşu ve son olarak da Makaracı güvercin kuşu... Takdir edersin ki; özelliği
takla atmak ve makara sarmak olan bir güvercin kuşunun şans getirmesi ancak
hayal olabilir. Form güvercin kuşuna gelince, görüntü olarak çok şahane ve asil
bir kuş olmasına rağmen; bu kuş da Türkiye'de yetişmiyor.
Sonucu özetleyecek
olursam...
Başına mıçan kuşun, sana şans getirmesi ilmen ve fennen mümkün değildir. Ne var ki; "Ne dersin Bilge Baba, bileti iade mi edeyim, yoksa saklayayım da 15 gün boyunca zenginlik rüyası mı göreyim?" şeklindeki soruna biletini iade et, şeklinde cevap veremem. Çünkü iade etsen 12.5 TL ile bu sefer 'ben buncacık parayla 15 gün nasıl geçineceğim'' diye kendi kendini yiyip bitireceksin... 15 gün boyunca 'karnımı nasıl doyuracağım' diye düşüneceğine, 15 gün boyunca zenginlik rüyası görmen hakkında daha hayırlıdır. Üstelik kazansan da kazanmasan da, biletin için verdiğin paranın önemli bir kısmı Hazine'ye, Tanıtma Fonu'na, Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na ve Özel İşlem Vergisi'ne gideceğinden ayrıca bir huzur duyabilirsin.
12.5 TL cebinde olsa,
mümkün değil bu kadar hayırı bir arada işleyemezsin...
Alnından busediyorum
evladım...
Not: Bu yanıtım
doğrultusunda iade etmediğin biletine ikramiye çıkarsa, Bilge Baba'nı da
görürsün değil mi evladım (Kanepenin yüzünü değiştireceğim de)!
A. Şimşek
Not: Değerli okurlar, bu köşe interaktif bir köşedir. Alttaki yorum kısmına sorularınızı yazabilirsiniz. "Bilge Can Yakan" etiketi altında tüm okuyucu soruları samimiyetle cevaplanır. Lütfen sorunuz, sordurunuz. Cevaplayalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder