Kitaplar bize uygarlığın, M.Ö.
3000 yılı dolaylarında başladığını söylüyor.
2000
li yılları biraz geçtiğimize göre, kaba bir hesapla uygarlığın başlangıcından bu
yana 5000 yıl geçmiş oluyor.
Peki,
neler oldu bu 5000 yılda ? 5000 yıl önce başlattığımız uygarlığı devam ettiriyor
muyuz, yoksa köküne kibrit suyu dökmek üzere miyiz?
Şu koca 5000 yılı özetlemek istesek; herhalde sayısız savaş, katliam, tecavüz, açlık, sefalet ve hastalıktan bahsetmemiz gerekir.
Her
geçen gün daha fazla sayıda insan ölüyor, daha fazla sayıda insan işsiz
kalıyor, daha fazla sayıda insan hastalıklarla mücadele ediyor.
İnsanoğlu,
inatla mutsuzluk üreten yolunda gitmekte ısrar ediyor.
5000
yıl sonunda geldiğimiz noktanın analizini, neden ve nasıllarını bırakalım
uzmanları yapsınlar. Ben daha çok sonuçla ilgileniyorum.
Aslında
bu uzun girişin amacı, okuduğum bir bilim haberiydi değerli okurlar. Haber, insan
beyninin 5000 sene içinde %10 oranında küçüldüğünü söylüyordu. Haberi okuduktan
sonra insanoğlunun geçmişine baktım ve “Başka bir sonuç zaten mümkün değildi
ki!” dedim.
Son
yüz elli yılda ise, insan ağırlığı ortalama 20 kilo artmış. İnsanın bedeni irileşirken,
beyni küçülmeye devam ediyor.
Sonra, dinozorların neslinin tükenmesiyle ilgili olarak söylenen bir söz geldi aklıma. Kocaman bir vücut, ufacık bir beyin; işte dinozorların yok olmasının nedeni!..
Bütün bu olanlara bakınca, insanlığın sonu geliyor mu “acaba” demeden geçemiyorum.
“Bu şekilde, insan beyni 5 bin sene önceki haline
oranla yüzde 10 küçüldü. Bilim insanları ise hayvan avı ile geçinen insanlıktan
bu yana
ihtiyaçlarını başkaları ile gidermeye başlayan insanların edindiği davranış
değişikliklerinin beynin küçülmesini tetiklediklerini ifade ettiler.”
Haberin
son paragrafını ise; açlık sınırının 1065 TL olduğu bir memlekette net 868 TL
asgari ücret tayin edenlere ithaf ediyorum.
Efendim, kısaca toparlayacak olursam; sen, insanları sömürürsen beynin küçülür; işin özü budur!..
A. Şimşek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder