Su Bazlı İlişkiler

1. İlişkinin İçme Suyu Dönemi...
Taraflar içme suyu berraklığında birbirlerini sevmekte, beğenmekte, ilgilenmekte, burunlarının ucundaki benleri görmemekte ve libidolanmaktadır. İlişkinin en saf ve ideal halidir. Bir kurşunkalemin ucunda bir apartmanı tutmak ne kadar mümkünse, bir ilişkiyi de bu halinde muhafaza edip stoklamak da o kadar mümkündür.

2. İlişkinin Musluk Suyu Dönemi...
Tarflar suyun terkos halinde yine sevmekte, ilgilenmekte, libidolanmakta ve fakat burunlarının ucundaki benleri görmektedirler. Bu döneme kısaca, ilişkinin "içme suyuna şebeke suyu karışmış abi" dönemi diyebiliriz.

3. İlişkinin Turşu Suyu Dönemi...
Tarafların birbirlerine sıfatlarını eşkittikleri dönemdir, diyebiliriz. Erkek ve kadın nikah dairesindeykene, ilişkilerinin bir şarap gibi yıllanacağı şeklinde iyi dileklerde bulunmuşlar ve fakat ilişki, şarap gibi yıllanmak yerine, turşu suyu olmuştur. Bunun nedeni ise, erkek veya kadından herhangi birinin üzüm kıvamında olmamamısıdır. Bir lahana ve bir hıyardan ancak turşu olabilmiştir.

4. İlişkinin Suyu Çıkmış Dönemi...
Kadın ve erkek artık iyice yüzgöz olmuş ve eşeğin kulağına su kaçmaya başlamıştır. Bu dönemde artık sevgi-saygı sıfırın altına inmiştir. Libido transferinin yerini, kadın için msn (emsene) sohbetleri, erkek için de nataşa seyahatleri almıştır. Ayda bire inmiş olan cinsi münasebet, sevişmekten ziyade, birbirinden hırsını çıkarma törenine dönmüştür. İlişki sonucunda taraflar alı al, moru mor olmaktadır. İlişkinin suyu çıkmış bu dönemi, alimlerce “Ne kadar yirsen yi, bu hasta öte tarafa gidiyi” şeklinde nitelendirilmektedir.

5. İlişkinin Suyunun Suyu Dönemi...
Artık, ilişkiyi sürdürmek için tüm yollar denenmiş, tüm imkanlar kullanılmış fakat, ilişki ölü eşek kıvamına gelmiştir. Bu noktada kadının gözyaşları finale damgasını vurmaktadır. Suyunun suyu döneminde sevgi, saygı ve hatta kaygı bile kalmamış, libidonun yerini de Dido-Dodi çikolatası almıştır. Çikolatanın vereceği mutluluk hormonundan medet umulmaktadır.

Yazan ve Sulandıran: Alptekin Şimşek

YAZARIN NOTU:
Bu yazı, okuruna ulaştırılmadan önce PİAR'a tabi tutulmuş ve 100 kişiye sorulduktan sonra umuma arzedilmiştir. Bu 100 kişiden kimileri şöyle demiştir:

Aşif TEKADIN (42 – Ev Kadını) : Bu yazı çok abartılı olmuş. Mesela, benim çok mutlu bir evliliğim var, ilk günkü gibi mutluyuz. Hatta biz örnek çiftiz, herkes bize gıpta eder. Uydurma bu yazılar (fırk) Lütfen beni daha fazla meşgul etmeyiniz, MSN'de arkadaşlarım beni bekliyor.

Mahmut TEKTABANCA (41 – Sokak Erkeği): Bu yazıda açıkça kadınlar kayırılmış, erkekler için hıyar neyin denilmiş. Bu yazı yayınlanmasın, yayınlanırsa sonu kötü olur... Şşşşşt, kime diyorum ben. Sıktırma ayağına.

Aliye MINTIKATEMİZLİĞİ (32 – İş Kadını): Çok ciddi bir yazı olmuş.

Nuriye SOKAKKİRİ (31 – Sokak Kadını): Çok komik len bu yazı.

Nicole KIDMAN (38 – Sinema Kadını): Harika bir yazı olmuş, gerek yerli yersiz yaptığı göndermelerle, gerekse içerdiği alt metinlerle olsun süper olmuş. Yirim ayol, ben bunun yazarını.

Aykut KÜBİST (51 – Emekli Erkeği): Yazıyı okurkene rahmetli Aziz Nesin geldi aklıma. Onun bir hikayesi vardı, bilmem bilir misiniz?.. Nasıldı lan o hikaye, dur bakayım, hatırlıycam şimdi.

Gülse BİRSEL (39 – Dizi Kadını): Çok çok çok beğendim, bizim dizinin yazar kadrosuna transfer edesim geldi, bu yazının yazarını...

A Şimşek