Kulağının dibinde Vuvuzela'dan "Ayrılık
Nağmeleri" çalınası okurlar...Bu çalışmamız, yalnızca erkekleri veya yalnızca
kadınları gözeterek hazırlanmamaktadır. Erkek veya kadın ayrılganlarımız, bünyelerine ve
cinsiyetlerine uygun taktik ve tekniklerden dilediklerini uygulayabilirler.
Evett , devam edelim... Başlığımız ;
Mini Mini Bir Kuş
Donmuştu:
Cinsel hayata ilişkin taktikler, genellikle %99
oranında başarılı sonuç verirler. Kadın ve erkeğin fiziksel yönlerine ve
performanslarına yapılacak olan olumsuz vurgular, ayrılık konusunda önemli bir
fitil ateşleyicisidirler.
Artık ayrılma vaktinin geldiğini düşünen bir
kadın, ön-sevişme, orta-sevişme veya son-sevişme aşamalarından herhangi
birisinde
“Mini
mini bir kuş donmuştu, Pencereme
konmuştu” nakaratını sürekli tekrarlarsa, bu masum şarkı,
usta ellerde öldürücü ve vedalaştırıcı bir etkiye sahip olur. Zaten 17-18
yaşından beri kuşunun boyuyla ilgili her türlü kompleksi yeteri kadar
biriktirmiş olan erkek, buradaki “mini kuş” ibaresini hiç hayra
yormayacak ve ufak ufak ilişkiden çark etmenin yollarını arayacaktır. Anlayışı
kıt bir erkekle karşı karşıya bulunan kadın, yukarıdaki şarkı yeterli olmadığı
takdirde, derhal aşağıdaki şarkıyı yüksek sesle söylemeye başlamalıdır:
“Bak işte bir minik serçe Senin gibi neşe içinde”
Kendisiyle ilgili imalar içeren bu şarkılara,
ıslıkla eşlik etmeye çalışacak, anlama
özürlü erkekler de çıkabilecektir kuşkusuz.
Şarkılar para etmiyorsa, son darbeyi indirecek bir cümleye ihtiyacımız var:
“Hayatım,
şeyinin rengi keşke siyah olsaydı!” Bu cümleyi ettiğiniz bir erkeğin, artık sizinle
ilişkisini sürdürmesine olanak yoktur. Bırakın ayrılma garantisini, bir daha
onunla tesadüfen bir yerde bile karşılaşamazsınız. Cümledeki “siyah” sözcüğünün
neyi ima ettiğini ayrıca açıklamaya gerek görmüyorum; anlayan anlamıştır!..
Cinsel taktiklerle ilişkisine son vermek isteyen
erkeğin elinde de değerli kozlar vardır, değerli okurlar. Bir kadın, aşağı
yukarı 3 yaşından itibaren fiziksel özelliklerini beğenmemeye başlar. Bütün
ömrünü ise, beğenmediği bu özellikleri hizaya sokmakla geçirir. Kozmetik sanayii,
kuaförler, estetik cerrahlar, sırf kadının bu özelliğinden dolayı geçimlerini
sağlayabilmektedirler.
Şimdi size altın değerinde bir öğüt veriyorum.
Bu öğüdü tutan bir erkeğin yenemeyeceği zorluk yoktur.
“Bir
kadını kendinize aşık etmek istiyorsanız, en beğenmediği yerine her zaman
iltifat ediniz. Bir kadını kendinizden soğutmak istiyorsanız, en beğendiği
yerine kesinlikle bir kulp takınız.”
Bir kadına dudaklarının ince, belinin kalın ve
göğüslerinin küçük olduğunu söylemek ile o kadının kafasına balyoz indirmek
arasında hiçbir fark yoktur, değerli okurlar. Kendisinden ne kadar emin olursa
olsun, bu tür imalar kadınınızı sizden hızla uzaklaştırır. Bir kadın için,
nasıl olduğu değil, nasıl göründüğü önemlidir. Bu yüzden, 90-60-90 ölçülerine
sahip olsa bile, “göğüslerin küçük” dediğiniz anda, nasıl göründüğüne
ilişkin endişeleri, gününü yarı komada geçirmesine neden olur. Erkek,
göğüslerin küçüklüğüne ilişkin yorumunu, bir takım benzetmelerle yapacağı gibi,
tıpkı yukarıdaki kadın gibi, bir şarkıyı uydurarak da yapabilir:
“Tombul
tombul memeler, Hani ülen nerdeler?”
A. Şimşek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder