Milli gelir dağılımında kişi başına düşen para miktarı Dolar bazında sürekli artmakla birlikte; bu rakamın “ortalama” bir rakam olduğu gerçeğini unutmamalıyız. 13.000 ABD Doları civarında olduğu ileri sürülen bu rakam, ülkemizin çoğunluğunu oluşturan bir kesimi için 2.000 - 3.000 ABD Doları seviyesinde realize olurken, küçük bir azınlık için ise bu rakam 100 Milyon -1 Milyar ABD Doları mertebesine kadar ulaşmaktadır. Bu rakamlardan hareketle elbette 1 Milyar ABD Dolarına sahip insanları suçlayıcı bir tavır içinde olmayacağız. Ne de olsa, liberal ekonomi söz konusudur ve tabiatta da olduğu üzere, büyük balık küçük balığı yutar, durumu vardır.
“Doğada
da böyle anasını satayım” gerçeğini unutmuş değiliz. Bununla birlikte, ilim insanlarının
yapmış olduğu kimi araştırmaları da göz ardı edemeyiz. Nitekim 25 Şubat 2010
tarihli Nature Dergisinde yayınlanan bir fizyoloji çalışması, insan beyninin
eşitsizliğe tepki verdiğini göstermiş bulunmaktadır. Yapılan çalışmaya göre,
insan beyninin toplumsal değerlerle şekillendirilmeyen temel yapıları,
kişinin kendisine odaklı değil, diğer insanların durumuna da tepki veriyor: Aynı
iş için kendisi daha fazla para alırken, başkasının para almamasından
hoşnutsuzluk duyuyor. (http://haber.sol.org.tr/bilim-teknoloji/beynimiz-esitsizlige-karsi-haberi-24733)
Eğer,
durum gerçekten böyle ise –ki bilimcilerin bulgularının yanlış olduğunu
sanmıyorum- ortada garip bir durum vardır. Beynimiz böyle çalışmakta ise,
mevcut durumdaki gelir dağılımı eşitsizliğini anlamakta zorluk çekmeliyiz.
Eşitsizliğe karşı tepki gösteren bir beynimiz söz konusu iken, Dünya hâlâ neden
bu haldedir, bu sorunun cevabını vermek zorundayız...
Değerli
okurların, bayram ve hafta sonu tatilini bu sorunun cevabını arayarak heba
etmelerine gönlüm razı olmaz, o yüzden cevabı hemen burada vermeye çalışacağım.
Cevap
verirken, hiç kuşkusuz gene bilimden yararlanacağız.
Sorunun
cevabı şu ilmi paragrafta yatıyor olabilir, muhterem okurlar:
“Ancak Neanderthaller
atalarımız için en uygun cinsel partner olsalar da, tek değiller. Geçtiğimiz
ay, Almanya Leipzig’deki Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nden
araştırmacılar, Moğolistan’da 30 ila 50 bin yıl yaşındaki bir insansı
kemiğinden elde ettikleri DNA örneğinin ne bir Neanderthale ne de insana ait
olmadığını buldular. Kemiğin sahibinin ataları insanlarla ya da henüz
bulunmamış bir başka eski insansıyla çiftleşmiş olabilirler.”
(http://haber.sol.org.tr/bilim-teknoloji/atalarimiz-baska-turlerle-ciftlesmis-olabilir-haberi-27247)
Atalarımızın, binlerce yıl önce
gaflet veya abazanlık halinde başka türlere de sarkması, bugünün eşitsiz
toplumu yarattı, diyerekten, çok mühim bir tez de dile getirebiliriz sevgili
okurlar.
İlim
sayesinde ortaya attığımız bu tezi, daha da genişletebiliriz. Bugün bile birçok
sorunun kaynağında, uçkurundan başka bir şey düşünmeyen insanların hareketleri
yok mudur?..
Yuvaların
yıkılmasında, 70’lik dedelerin 18’lik çıtırlar peşinde koşarken toplum nezdinde
rezil olmasında, Clinton’un şapşallığında uçkur konusunu göz ardı edebilir
miyiz?..
Her
halükarda, yine de, atalarımızın günahının daha büyük olduğunu rahatlıkla
söyleyebiliriz. Çünküm, bugün için bir uçkur hadisesi en fazla birkaç ay
manşetlerde kalabiliyorken; atalarımızın salaklığı sonucu ortaya çıkan
"Eşitliksiz Toplum", hâlâ bütün canlılığıyla ayakta durup durmaktadır.
A Şimşek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder