İhraç da edebilseydik eğer, tek başına bile bizi kalkındırabilecek olan mizah üretimimiz; diğer sektörlerde olduğu gibi, temel bazı tekniklere dayanmaktadır, ey sevgili okur.
Bazen Leman, Uykusuz, Penguen gibi mizah dergilerinde; bazen Cem Yılmaz gibi stand up’çıların gösterilerinde; bazen Zaytung gibi web sitelerinde; bazen ‘Avrupa Yakası’ gibi tv dizilerinde; bazen Aziz Nesin ve Muzaffer İzgü gibi ustaların öykülerinde; bazen de Gezi Olayları gibi hayatın tam içinde rastladığımız mizah, başlı başına bir zekâ ürünü değildir. Kısaca, beynimiz espri salgılamaz, beyin aktivitelerimizin mizaha dönüşümü belli bir çaba gerektirir.
Bu
yazımda, bu tekniklerden en çok kullanılanı olan ‘değiştirme’yi
ele alacağım.
Ondan
önce, bir hatırlatma yapmak istiyorum. Siz, en zekice esprileri
üretseniz bile, kaderi, onu sunduğunuz kitlenin anlayabilirliği
ile sınırlıdır. O yüzden, hitap ettiğiniz kitlenin ilgi
alanlarını yakından tanımak, espri üretiminin ön şartıdır,
diyebiliriz.
Peki,
nedir kitlelerin ilgi alanları? Aklımıza ilk gelenleri sayalım;
futbol, politika, sinema, tv dizileri, yemek programları, yarışma
programları, toplu ulaşım araçları, sağlık hizmetleri,
hastalıklar, internet, sosyal paylaşım ağları, akıllı telefon,
kadın-erkek ilişkileri, selfie fotoğraf çekimi vs.
Futbolla
ilgili olarak üreteceğiniz bir espri, kadınların büyük
çoğunluğunun ilgisini çekmeyecektir, ancak geri kalan kitle size
fazlasıyla yeteceğinden bu doğrultuda espri üretebilirsiniz. Tv
dizilerinin takipçisi olmayan bir kitleye, bununla ilgili bir espri
yaptığınızda çoğunlukla anlaşılmayacaktır. Demek ki,
yukarıda da belirttiğimiz üzere, hitap ettiğimiz kitle önemlidir.
Şimdi
gelelim ‘değiştirme’ tekniğimize…
Daha
iyi anlaşılabilmesi bakımından, örnek vererek başlayalım.
Yakın
zaman önce, bir devlet büyüğümüz ‘400 milletvekili verin bu
iş huzur içinde çözülsün’ buyurmuşlardı. İşte bu lafı
alıp, farklı yerlerde kullanarak ve üzerinde az biraz değişiklik
yaparak, espri üretebiliriz. Misalen, okula gitmek için evden
çıkmakta olan bir çocuk, annesine ‘400 TL harçlık ver huzur
içinde okuluma gideyim’ diyebilir. ‘400 milletvekili verin’
ibaresi artık, bir kalıp olarak kullanılabilir, aklınıza
gelebilecek her ilgi alanında kullanılabilir.
Bir başka örnek verelim. Tv programlarında çok kullanılan bir kalıp cümle vardır: ‘Bugün de bize ayrılan sürenin sonuna geldik.’ Karikatürist Yiğit Özgür, bir çiziminde bunu çok iyi kullanmış; cümleyi özel bir duruma uygulayarak, kanayan bir yaramıza parmak basmıştır.
Bir başka örnek verelim. Tv programlarında çok kullanılan bir kalıp cümle vardır: ‘Bugün de bize ayrılan sürenin sonuna geldik.’ Karikatürist Yiğit Özgür, bir çiziminde bunu çok iyi kullanmış; cümleyi özel bir duruma uygulayarak, kanayan bir yaramıza parmak basmıştır.
Değiştirme
tekniğini Cem Yılmaz’ın Gora, Arog ve Yahşi Batı filmlerinde
de gözlemleyebiliyoruz. Bu üç filmin ana mantığı aslında çok
basittir. Sıradan bir Türk yurttaşımızı alıyoruz, ilk filmde
uzaya, ikinci filmde Eski Çağ’a ve üçüncü filmde de vahşi
batı’ya gönderiyoruz. Bir Türk’ün yabancı ortamlarla
buluşması, sırf bu haliyle bile bir komikliğe yol açmaktadır
zaten.
Türk’ün uzayla ve başka ortamlarla imtihanını daha öncesinden Sadri Alışık filmlerinden de hatırlıyoruz. Turist Ömer tiplemesiyle Sadri Alışık’ın, oynadığı Uzay Yolu parodisinde, Mr. Spock’ı yepyeni bir mantık anlayışıyla karşılaştırmasını, yaşı müsait olanlar gülümseyerek hatırlayacaktır.
Kıssadan hisse, bir Türk’ün yer veya zamanını değiştirdiğinizde, yetenekli ellerde, espri üretimi bakımından elinizde çok malzeme olacaktır.
Türk’ün uzayla ve başka ortamlarla imtihanını daha öncesinden Sadri Alışık filmlerinden de hatırlıyoruz. Turist Ömer tiplemesiyle Sadri Alışık’ın, oynadığı Uzay Yolu parodisinde, Mr. Spock’ı yepyeni bir mantık anlayışıyla karşılaştırmasını, yaşı müsait olanlar gülümseyerek hatırlayacaktır.
Kıssadan hisse, bir Türk’ün yer veya zamanını değiştirdiğinizde, yetenekli ellerde, espri üretimi bakımından elinizde çok malzeme olacaktır.
Değiştirme
tekniğinin en bilinen bir tekniği de, insanın konuşma özelliğinin
hayvanlara naklidir. Hayvanların insan gibi konuşmalarına, insan
gibi tepki vermelerine, insan gibi araçlar kullanmalarına
kitaplarda, filmlerde ve karikatürlerde çokça rastlayabiliyoruz.
Erdil Yaşaroğlu ve Selçuk Erdem isimli karikatüristler, bu
tekniğin en başarılı uygulayıcılarıdırlar, diyebiliriz.
Tv dizileri ve
filmler, ‘değiştirme’ tekniğinin en çok kullanıldığı
alanlardan biridir. Birkaç yıl öncesine kadar ekranlarımızda
olan ‘Çok Güzel Haraketler Bunlar’ isimli komedi programını
hatırlayacaksınız. Hemen her skeçte bir dizideki ‘Behlül’
karakteri kendine yer bulurdu. Behlül’ü kendi konseptinden
çıkarıp bir skece uyarladığımızda, kendiliğinden bir tuhaflık
ortaya çıkacaktır zaten.
Babam ve Oğlum filminin ‘Gollerimi açaydım böyle iki yena, getme deyeydim’ şeklindeki ünlü repliği de, Çok Güzel Haraketler Bunlar’da bolca kullanılmıştır.
Babam ve Oğlum filminin ‘Gollerimi açaydım böyle iki yena, getme deyeydim’ şeklindeki ünlü repliği de, Çok Güzel Haraketler Bunlar’da bolca kullanılmıştır.
İlk yazımızı,
kısaca özetleyecek olursak; bir kişiyi, bir sözü, bir nesneyi
kendi bağlamından alıp, başka bir yerde kullanma olarak tarif
edebileceğimiz ‘değiştirme’ tekniği, mizahçılar/komedyenler
tarafından fazlasıyla kullanılan, komik durumlara yol açan
neredeyse garantili bir tekniktir.
Başka tekniklerle
yazı dizimize devam edeceğiz.
A. Şimşek /17.10.2015 /İstanbul