Ama ondan önce evli
insanlar sevgili midir, değil midir meselesi karşımıza çıkıyor ?.. Evli kardeşlerimiz, bu önemli günü,
bu meseleyi eşleriyle tartışarak geçirmeyi deneyebilirler.
Eşlerine hediye almak istemeyen ya da dışarıya çıkıp her köşe
başında 14 rakamını görmek istemeyenler, “Evli
kimseler sevgili değildir”
noktasında haklı çıkmanın yollarını aramalıdırlar. Aksi
takdirde; hem gereksiz bir tartışmayla vakit kaybına yol açtıkları
için ve hem de vıdı vıdı etmekten hediye almaya vakit
bulamadıkları için dört başı mamur bir kapris çekmek zorunda
kalacaklardır.
Bu
günle ilgili olarak, hediye seçmek, en temel sorundur. Kadın
tarafı, bir kravat ile günü kurtarabiliyorken; erkek tarafı için,
ne alınırsa alınsın gün kurtulmaz, durumu söz konusudur.
Erkekler
bu mühim günde asla ve kata entellik olsun diye kitap vb ürünler
hediye etmemelidirler. Bir kadına verilecek hediye, şartlar ne
olursa olsun, takılacak, takıştırılacak, sürülecek,
boyanılacak vb bir nesne olmalıdır. Bu hususa dikkat
edildiği takdirde erkek, Sevgililer Günü’nü en az hasarla
atlatabilecektir. Kimi uyanık erkekler, “Sevgilim,
kuytu bir köşeye gidelim, sana G Noktası hediye etmek istiyorum”
veya “Bize
gidelim, en değerli varlığım olan kendimi sana armağan edeceğim”
şeklinde açılımlar yapmaya çalışabilirler ki, kadınların bu
tiplere karşı uyanık olmalarında ziyadesiyle yarar vardır. Aksi
halde, alabilecekleri tek hediye 9 ay sonra kucaklarında bulacakları
bir bebek olacaktır.
Hediye
faslını geçtikten sonra, önemli bir konu da, gezme-tozma
faslıdır. Sevgililer Günü, hediye teatisinden sonra herkesin
kendi başına zaman geçireceği bir gün değildir. Sevgililer, o
günü, mümkün olduğunca birlikte geçirmek durumundadır.
Birlikte lokantaya, sinemaya, pastaneye gidilebilir; deniz kenarında
veya İstiklal Caddesi’nde elele yürüyüş yapılabilir... Benim
sevgililere tavsiyem, rotalarını son yılların en büyük icadı
olan AVM’lere yöneltmeleridir. AVM’ler, zaman geçirme konusunda
sevgililere sınırsız imkanlar sunmaktadır. Alışverişse
alışveriş, sinemaysa sinema, hamburgerse hamburger, tiramusuysa
tiramusu...
Şimdi
geliyoruz hediye ve gezme konusundan çok çok daha önemli bir
meseleye... Romantizm. Hediye alma konusunda erkeğe verilen önemli
(!) rol, burada da geçerlidir. Sevgililer Günü’nde romantik
olması gereken taraf hiç şüphesiz erkek tarafıdır. Burada
kadına düşen rol, erkek rolünü iyi oynuyor mu, onu tespit etmek
ve gerekli puanı vermektir.
Yeri
gelmişken, sık sık yapılan bir hataya dikkat çekmek isterim.
Bazı erkekler, romantik görünme dürtüsüyle şiirler
ezberlemekte, hoş kokulu ve renkli çiçekler almaktadır. Şiir
ezberleyip sevgiliye okumakta veya güzel çiçekler alıp yarimize
vermekte elbette bir kötülük yoktur, ancak ve ancak kimi erkekler,
bu iki eylemi hediye olarak kakalamaya çalışmaktadırlar ki, kadın
tarafı bunu hiçbir şartta yemez. Şiir ve çiçek, yalnızca ara
sıcak veya aperitif olabilir. Şiir okumak ve çiçek almak hediye
yerine seçilmediği takdirde kadınlar için harika jestlerdir ve
her zaman takdir görürler.
Sevgilisinin
gönlünde taht kurmak isteyen kardeşlerimiz için önemli bir tüyo
vermek isterim doğrusu. Sevgililer Günü’nü 24 saat birlikte
elele, diz dize geçiriyor bile olsanız; -yeteri kadar kontör stoğu
yaptıktan sonra- her fırsatta sevgilinize kısa mesajlar göndermeyi
ihmal etmeyiniz. Hiç gerekmediği halde, sevgilisi için kontör
harcayan sevgili imajı, size artı puanlar kazandıracaktır.
Sevgililer
Günü konusunu bitirirken, önemli bir noktayı unutmamak
gerektiğini hatırlatmak isterim. Feysbuk veya herhangi bir sosyal
ağa üyeyseniz ilişki durumunuzu bekar veya ilişkiye açık
konumunda bulundurmayınız, ilişkisi var seçeneğini
işaretleyiniz. Sevgililer Günü’nüzün Kıyamet Günü şekline
dönüşmemesi için bu şarttır.
A.Şimşek
A.Şimşek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder