Sevgilisi olanların bir bölümünün en büyük problemi, başkalarının neden sevgilisi olmadığı konusudur.
Bu sevgilili kişiler, sevgilisi olmamayı sorun etmeyen kişileri sorun haline getirmeyi görev bilirler. Yazımızın konusu, işte bu sevgilisi olmayan kişilerin, olası sevgili edinmeme nedenleridir. Şimdi bu olasılıklardan bazılarını tokat gibi, sevgilisi olanların yüzüne çarpalım:
1. Sevgilim yok, çünkü bir sevgiliye ayıracağım zamanda daha çok diyet yapabilirim. 120 kilodan 80 kiloya düşmem lazım ki, nereden bakarsan bak, sevgiliye ayıracak bir dakikam bile yok.
2. Sevgilim olursa, ilişki konsepti gereği, ona şiirler yazmam şart. Ne var ki, şiirden anlamıyorum; hece vezni, serbest vezin, uyak, redif ne menem bir şeydir, bilmiyorum.
3. Sevgi ve sevgili emek ister. Ben, emeğimi işverenime vakfettim; ssk var, yemek var, aylık akbil var, brüt 1.750 TL de maaş alıyorum. Sevgilim, bana bu imkânları sunabilecek mi?
4. Sevgili dediğin serenat filan bekler; benim müzik kulağım yok, nota-solfej bilmem, sesim çok kötü, "Akdeniz Akşamları" şarkısı da ezberimde yok.
5. Sevgili dediğin romantik ortamlara bayılır, mum ışığında yemek yemek filan ister. Yemek konusu benim için sıkıntılı, diyet listemde olmayan yemekleri yememem lazım. Mumlardan da hiç haz etmem, çünkü sadece diplerini aydınlatıyorlar. Halbuki yemek yenilecekse spot ışığında yenmeli, yoksa ne anladım ben o yemekten.
6. Sevgili dediğin telefonda uzun uzun konuşmak, bol bol mesajlaşmak ister. Bir kere o kadar kontörüm yok. Olsa bilem benim sadece konuşma paketim var, sms gönderemiyorum. Cep telefonumu 1999 yılında almıştım, daha selamınaleyküm demeden, şarjım bitiyor.
7. Sevgili denilen bu hatunların film seçme yetenekleri berbat. Nereden buluyorlar o kadar ağlak filmleri anlayamıyorum. Benim favori oyuncularım ve filmlerim; Bruce Lee, Jet Li, Chuck Norris, Charles Bronson, Rocky 1, Terminatör 2, Jaws 3 (3D), Behçet Nacar. Kadınlardan da Lucy Liu, Uma Thurman… Kriterlerim bunlar, bana bunlarla gelin o Dakka sevgili olalım.
8. Gözlemlerime dayanarak söyleyebilirim ki, sevgili milleti, ille de sevilmek istiyor. Sevgili olmuşuz ya, daha Allah’tan daha ne istiyorsun. Bunlar hep, kadın ruhundan anladığını iddia eden yazarların marifeti. Buradan bu kişilere de seslenmek istiyorum: Kadının ruhunda sevilmek yok, sevgili olmak var. Bunu bilir, bunu söylerim!.. Sevilmek istiyorsaydın, kedi olarak gelseydin dünyaya, töbe töbe…
9. Yaptığım araştırmalara göre, bu sevgili mahlukatı, doğuştan hiperaktif… Yok Taksim’e gidelim, yok Ortaköy’e uçalım, yok Moda’ya zıplayalım. N’oluyor arkadaş, nedir bu aceleniz. Eğlenmesini bilen, oturduğu yerden de eğlenir. Size uyup fellik fellik gezecek olsam, The Walking Dead olsun, The Big Bang Theory olsun, Games of Thrones olsun bunları nasıl takip edebileceğim. Hiç mi vicdan yok sizde. Sherlock’un yeni sezonunu da başlamak üzere zaten, dayaktan öldürseniz, mahalle bakkalının ötesine geçmem…
10. Bu sevgili insanlarının en büyük zaaflarından birisi de alışveriş yapmak değerli okurlar. Ayakkabı, çanta, makyaj malzemesi almak için mağaza mağaza dolaştıkları yetmiyormuş gibi, sizden de eşlik etmenizi beklerler. Geze geze haklayamadıkları mağazaları, eve gelince bir de internet üzerinden haklamaya çalışır bunlar. Lan, daha demin alışverişten gelmediniz mi, bir de online alışveriş yapmasanız olmuyor mu!.. Bir çift ayakkabıya verdiğin parayla, ben 15 çift müzik/film cidisi alıyorum, insaf ulan, insaf!..
11. Sevgili denilen bu kitleyle, en çok anlaşamadığım noktalardan biri de, siyasi görüş mevzusu değerli okurlar. Bunların ekseriyesi, kendisine liberal diyor, fakat ben bilmiyorum liberal ne demek; anarşik misin, faşik misin yekten söylesene!.. Antin kuntin şeylerle beni niye meşgul ediyorsun, sevgili mesaimi niye ziyan ediyorsun. Benim görüşüm belli, devletim bana hangi görüşü uygun görmüşse, benim görüşüm o. Baki kalan gök kubbede hoş bir devlet değil midir?.. 15 sene önce sosyal demokrattım, Allah ve devlet yüzüme baktı da, şimdi vizyonum değişti. Yeni vizyonum, vizyon 2025 anasını satayım.
12. Bir kısım sevgilinin de fiziksel aktivite saplantısı vardır sayın okurlar. Yok efendim deniz kenarına gidip koşmalıymışız, yok efendim Çoruh nehrine gidip rafting yapmalıymışız, yok efendim yamaç paraşütü yapmalıymışız. Daha yazarken içime fenalıklar geldi. Böyle spor mu olur lan, sayın olası sevgilim. Bence en şahane spor, DışıTürk’ten maç paketi alıp, kanepemize uzanıp maç seyretmektir. Maç izlerken cilveleşmek suretiyle sporumuzu da yapmış oluruz hem. Peşinden de aslanların bizonları kovaladığı bir belgesel izleriz, al sana sporun en şahanesi.
Not: İroniden anlamayan nesile aşina değiliz.
A.Şimşek /21.4.2016/ İstanbul